Eğirdir Gölü Su Kalitesine Yönelik Tespitler
Eğirdir Gölü, Göller Bölgesi’nde bulunan Türkiye’nin dördüncü büyük gölü ve ikinci büyük tatlı su gölüdür. 37º 50′ 41″- 38º 16′ 55″ kuzey enlemleri ve 30° 57′ 43″- 30º 44′ 39″ doğu boylamları arasında bulunan göl, Kuzey-Güney uzanımlı büyük bir çöküntü alanının kuzey sınırında rift tektoniğine bağlı olarak oluşmuştur. Gölün uzunluğu 50 km, kıyı uzunluğu 150 km, en geniş yeri 16 km, en dar yeri ise 3 km’ dir. Deniz seviyesinden 915 metre yükseklikte bulunan göl ortalama 8-9 metre derinliğe sahiptir. Eğirdir Gölü’nün en derin noktası 13-14 metredir. Eğirdir Gölü’nde kemer boğazın kuzeyinde yer alan bölümü Hoyran, güneyinde yer alan bölümü Eğirdir olarak bilinmektedir.
Havzada en önemli noktasal kaynaklı kirleticilerin başında evsel sıvı atıklar gelmektedir. Özellikle Eğirdir Gölü beslenme havzası içerisindeki bazı yerleşim merkezlerinin evsel sıvı atıkları arıtılmadan Pupa Çayı, Yalvaç Deresi ve Değirmen Çayı vasıtasıyla doğrudan Eğirdir Gölü’ne ulaşmaktadır. Gölün güneyinde bulunan Eğirdir ilçesine ait atık su arıtma tesisi İller Bankası tarafından tamamlanmış ve işletmeye alınmıştır. Ancak zaman zaman kollektör hattının bazı bölümlerinde meydana gelen oturmalardan dolayı borularda çatlamalar oluştuğundan atık suların bir kısmı arıtma tesisine iletilmeden göle boşalmaktadır. Havzada yer alan tarımsal alanlarda özellikle elma ve kiraz gibi meyveler yoğun olarak yetiştirilmektedir. Dolayısıyla havzada en önemli yayılı kirleticileri tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan yoğun pestisid ve gübre kullanımı oluşturmaktadır. Ayrıca, havza içerisinde düzensiz bir şekilde araziye bırakılmış evsel atıkların sızıntı suları ve Yalvaç Deri Organize Sanayisinin atıkları yüzeysel akış ile göle taşınarak göl su kalitesini tehdit etmektedir.
Sıcaklık:
Göl suyu sıcaklığının 20,8 °C ile 27,7 °C arasında değişmekle birlikte ortalama su sıcaklığının 25,2 °C olduğu belirlenmiştir. Su sıcaklığının en düşük olduğu bölge Gelendost ilçesi açıklarında olup bu bölgelerde göl dibindeki yer altı suyu kaynaklarından büyük miktarlarda göle yer altı suyu boşalımı olduğu bilinmektedir. En yüksek su sıcaklığı ise gölün kuzeydoğusunda yer alan Aşağıtırtar köyü önlerinde ölçülmüştür. Sıcaklık değişimlerinin alansal dağılımlarına bakıldığında, gölün Hoyran kesiminde su sıcaklığı daha yüksek iken orta kesimlerde su sıcaklıkları nispeten daha düşüktür. Bu durumun gölün dibindeki yer altı suyu boşalımının yanı sıra göl derinliğindeki değişimden de kaynaklandığı düşünülmektedir. Su sıcaklığının en düşük (20,8-22-7 °C) olan bölümleri göl alanının yaklaşık %1,06’lık bölümünü oluşturmakla birlikte su sıcaklığının en yüksek (26,3-27,5 °C) olduğu bölümler ise göl alanının yaklaşık % 17,03’lük bir bölümünü oluşturmaktadır. Ayrıca, sıcaklık değişimi gölün derinliğine bağlı olarak değişim göstermektedir. Eğirdir Gölü’nde derinliğe bağlı olarak her 2,5 m’de yapılan yerinde ölçümler sonucunda sıcaklık değerlerinin derinlere inildikçe azaldığı belirlenmiştir.
Asidite (pH):
Asidite (pH) sudaki hidrojen iyonu konsantrasyonu ölçüsüdür. Sudaki canlılar ve su hayatı için önemli bir parametre olup asit ve bazlar arasındaki dengeyi ifade eder. Doğal suların pH değerleri 4-9 arasında değişmektedir. Sulardaki pH değeri genellikle karbonat sistemi ile dengelenir. Türk İçme suyu standartlarına göre (TSE 266, 1997) maksimum kabul edilen pH değeri 6,5-9,2 arasındadır. Göl sularında yapılan ölçümlere göre pH değerleri 8,67 ile 9,40 arasında değişmektedir. Ayrıca, ortalama pH değerleri 9.0 olarak belirlenmiştir.
Eğirdir Gölünün pH değerleri benzer diğer göllere göre (Eymir Gölü, Hazar Gölü, Reyhanlı Yenişehir Gölü, Derbent Gölü) daha yüksektir. Ca-Mg-HCO3 tipi hidrokimyasal fasiyese sahip sulardan oluşan Eğirdir Gölü’nün beslenme havzası içerisinde geniş ölçekte karbonatlı kayaçlar yüzeylenmektedir. Kayaç-su etkileşimine bağlı olarak yeraltı ve yüzeysel akışlar sonucu karbonatlı sular göle boşalmaktadır. Bu nedenle pH değerlerinin yüksek olması, havzanın jeokimyasal yapısına bağlı doğal bir özelliktir. En düşük pH değerleri, gölün Hoyran kesiminin ortasında, Aşağıtırtar köyü önlerinde ve boğaz olarak adlandırılan bölgede Yenice Köyü önlerinde ölçülmüştür. En yüksek pH değeri ise gölün doğusunda yeralan Avşar köyü önlerinde ölçülmüştür. Hazırlanan pH dağılım haritasına göre gölün batısında pH değerleri daha yüksek, güney ve kuzey kesimlerinde nispeten daha düşüktür. Ayrıca, göl alanının yaklaşık % 6,04’lük bölümünü en düşük (8,67 – 8,0) pH değerine, yaklaşık % 4,8’lik bir bölümü ise en yüksek (9,27-9,40) pH değerine sahiptir. Farklı derinliklerden alınan ölçümler değerlendirildiğinde pH değerlerinde belirgin bir değişim gözlenmemiştir.
Çözünmüş Oksijen (ÇO);
Çözünmüş oksijen (ÇO) konsantrasyonu sudaki organik madde konsantrasyonu ve suyun kendi kendini ne derece temizleyebileceğini ifade ettiği gibi su ortamındaki canlıların yaşayabilme kalitesini de ifade eder. Yapılan çalışmada Eğirdir Gölü’nde ölçülen ÇO değerleri 5,1 mg/l ile 11,2 mg/l arasında değiştiği ve ortalama ÇO değerlerinin 8,3 mg/l olduğu belirlenmiştir. En düşük ÇO değeri Hoyran kesiminin batısında Pupa Çayının döküldüğü bölgede yer alan Tokat önlerinde, en yüksek değer ise Hoyran kesiminin doğusunda yeralan Kırk İnler-Dutlubük Mevki (Karadutlar) önlerinde ölçülmüştür.
Göl sularının ÇO değişimlerinin alansal dağılımlarına bakıldığında Eğirdir Gölü’nün doğusunda daha yüksek değerlere sahip iken gölün kuzey kesimlerinde nispeten daha düşük olduğu gözlenmektedir. Eğirdir Gölü’nün en düşük ÇO değerlerine (5,1-6,5 mg\l) sahip olan bölümleri göl alanının yaklaşık % 4,3’ünü oluştururken en yüksek ÇO değerleri (10,1-11,1 mg\l) göl alanının yaklaşık % 5,23’lük bir bölümüdür. Derinliğe bağlı yapılan ölçümler sonucunda derinlere inildikçe ÇO miktarının düştüğü belirlenmiştir.
Elektriksel İletkenlik (EC);
Elektriksel iletkenlik suyun elektrik akımını iletebilmesinin bir ölçüsüdür ve sularda çözünmüş katılardaki değişimi ifade eder. Dolayısıyla EC sulardaki kirliliğin bir ölçüsü olarak yararlanılabilir. Eğirdir Gölünde ölçülen EC değerleri 331 – 465 µmhos/cm arasında değişmekte olup ortalama EC değeri 391 µmhos/cm’dir. Gölün güneyinde daha yüksek EC değerleri ölçülürken, boğaz olarak adlandırılan bölgede nispeten daha düşük değerler ölçülmüştür. Bu durum, göl su kalitesinin gölün güneyinde bulunan yerleşim alanlarından kaynaklanan kirleticilerden olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir. Ayrıca, yapılan alan hesaplamaları sonucunda gölün % 6,77’sinin en düşük (331-350 µmhos/cm) EC değerlerine, % 2,67’sinin en yüksek (435- 465 µmhos/cm) EC değerlerine sahip olduğu belirlenmiştir. Derinliğe bağlı ölçümlerin değerlendirildiği grafiklerde EC parametresinde az miktarda artış gözlenmiştir.
Seki Disk Derinliği;
Seki disk derinliği suyun bulanıklılığını belirlemek için ölçülmektedir. Göllerde mevsimsel olarak değişiklikler göstermekle birlikte meteorolojik hava şartları, derinlik, askıda katı madde ve çözünmüş madde miktarlarına bağlıdır. Göl sularında ölçülen ortalama seki disk derinliği 2,1 m dir. En düşük seki disk derinliği Tokat önlerinde ölçülmüştür ve genel olarak gölün güney kesimlerinde seki disk derinlikleri daha düşüktür. En yüksek seki disk derinlikleri ise gölün boğaz kısımlarında ölçülmüştür. Bu durum gölün boğaz kısımlarında suyun berrak olduğunu göstermektedir. Ayrıca elde dilen verilere göre, göl alanının % 3,91’lük bölümünü en düşük (0,45-1,19 m), %1,35’lik bölümü en yüksek (3,20- 4,24 m) seki disk derinliği değerlerine sahiptir.
Sonuç
Eğirdir Gölü’nde Mayıs (2009) ayı içerisinde noktasal ve yayılı kirletici kaynaklar göz önüne alınarak belirlenen 48 farklı lokasyonda sıcaklık (°C), pH, ÇO, EC ve seki diski derinliği değerleri ölçülmüştür. Ayrıca, bu parametrelerin derinliğe bağlı değişimlerinin belirlenmesi amacıyla 6 farklı lokasyonda her 2,5 m derinlikte ölçümler yapılmıştır. Ölçümler sonucunda elde edilen veriler CBS kullanılarak değerlendirilmiştir. Buna göre, Eğirdir Göl suları ortalama sıcaklık değeri Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (2004)’ne göre I. Sınıf su kalitesi grubundadır. Ölçülen pH değerleri benzer göllere nazaran biraz yüksek olup ortalama 9 olarak belirlenmiştir. Bu değer TSE 266’ya göre maksimum değerler arasındadır. Ayrıca, pH değerine göre göl suları IV. su kalite sınıfındadır. Ortalama ÇO değeri (8,3 mg/l) açısından ise göl suları I. sınıfta yer almaktadır. Sularda ölçülen ortalama EC değeri 391 µmhos/cm olarak belirlenmiştir. Ancak gölün güney kesimlerinde, göl sularının çevredeki kirleticilerden olumsuz yönde etkilendiğini gösteren yüksek EC değerleri ölçülmüştür.
Ayrıca, Carlson (1977) tarafından yapılan trofik durum indeksine göre < 2 m ötrofik gölleri, 2-4 m mezotrofik gölleri, > 4 m ise oligotrofik gölleri işaret etmektedir. Buna göre Seki Disk Derinlikleri incelendiğinde Eğirdir Gölü’nün yaklaşık % 47’lik bir bölümünün ötrofik, % 51’lik bir bölümünün mezotrofik ve %2’lik bir bölümünün ise Oligotrofik karakterde olduğu belirlenmiştir. Ötrofikasyon, su ortamında (özellikle göllerde) besin zenginleşmesi ve aşırı miktarda organik madde üretim süreci için kullanılan bir terimdir. Jeolojik olarak genç tüm göller oligotrofik göl iken zamanla ötrofik göl özelliğine kayma gösterir. Oligotrofik göller derin ve berrak olup oksijen gölün derinliklerine dağılmış haldedir. Ötrofikasyon doğal olarak gelişen bir olay olmakla beraber, insan aktiviteleri, arazi kullanımı, tarımsal girdiler, evsel ve endüstriyel atık suların su alıcı ortamına ulaşması gibi nedenlerle hızla artar. Ötrofik göller antropojenik kökenli kirlikten etkilenmiş, besin yönünden çok zengin, askıda ve dipte fazla miktarda organik madde içermektedir. Göl çevresinde yosun, bitki üretimi vardır ve alg patlaması olabilir. Mezotrofik göller ise oligotrofik ve ötrofik göller arasında geçiş grubunu oluşturan göllerdir. Eğirdir Gölü’nün % 47’lik bir bölümünün ötrofik olması gölün kirlilikten etkilenmiş olduğunun bir göstergesidir. Ancak göllerin trofik durum indeksinin belirlenmesi aşamasında Seki Disk Derinliklerinin yanısıra toplam Fosfor ve Klorofil-a verilerinin de değerlendirilmesi gerekmektedir. Göllerde fosfor ve Klorofil-a değerlerinin artması göllerde ötrofikasyona işaret etmektedir.
Eğirdir Gölü’nde belirlenen 6 istasyondan derinliğe bağlı olarak her 2,5 m’de yapılan yerinde ölçümler sonucunda ise sıcaklık değerlerinin derinlere inildikçe azaldığı, pH değerlerinin derinliğe bağlı olarak belirgin bir değişim göstermediği, çözünmüş oksijen değerlerinin derinlikle birlikte düştüğü, Elektriksel İletkenlik değerlerinin ise derinliğe bağlı olarak az miktarda arttığı belirlenmiştir. Su kütlesinin hacmi, iklim, sudaki organizmaların cinsi ve sayısı, çözünmüş ve askıdaki katı maddeler, sudaki organik maddenin miktarı ve organik atıklar gibi faktörler suda ÇO miktarını etkilemektedir. Göl gibi durgun sularda oksijen sadece yüzeyde bulunmakta ve derinlere sızamamaktadır. Eğirdir gölünde derinliğe bağlı olarak ölçülmüş ÇO değerleri bu durumu desteklemektedir.
Isparta ilinin içme suyunun büyük bir bölümü ile havzada yer alan bir çok yerleşim merkezinin içme suyu ihtiyacını karşılayan Eğirdir Gölü bir çok noktasal ve yayılı kirleticiler tarafından baskı altındadır. Bu çalışma kapsamında yalnızca göl sularında yapılan yerinde ölçümler sonucunda belirlenen sıcaklık, pH, ÇO, EC ve seki diski derinliği üzerinde durulmuş ve ön bulguların değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir. Bu bulgulara göre gölün yer yer havza içerisindeki kirleticilerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, acil olarak göl suyunda ve havza içerisindeki kirleticiler ile etkileşim halinde olan yüzey ve yer altı sularında, mevsimsel-aylık periyotlarla yapılacak kimyasal, fiziksel, mikrobiyolojik, pestisid ve ağır metal analizleri ile mevcut durum net bir şekilde ortaya konulmalı ve kirleticilerin göle etkileri belirlenmelidir. Ayrıca, söz konusu analizlerin periyodik olarak yapılması ve su kalitesindeki değişimin izlenmesi Eğirdir Gölü’nün sürdürülebilir bir şekilde korunması- kullanılması için büyük önem taşımaktadır.
KAYNAKÇA
https://www.researchgate.net (Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 14-1( 2010),72-83)
Kimler Neler Demiş?
İlk Yorum Hakkı Senin!
Yorum yazmak için Giriş yapmalısın!
Yorum yazmak için Giriş yapmalısın!